Futbol

Dişçi teknik direktör, yönetmen kaleci...

28 Haziran 2016 Salı 15:32 - Son Güncelleme 28 Haziran 2016 Salı 14:20

EURO 2016'da büyük bir süprize imza atan İzlanda altyapısının meyvesini topluyor

2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda (EURO 2016) İngiltere'yi 2-1 yenen ve oynadığı oyunla futbol otoritelerinin beğenisini toplayan İzlanda, altyapısının meyvelerini topluyor.

Son dönemlerde aldığı başarılı sonuçlarla uluslararası futbol arenasında adından sıkça söz ettiren İzlanda, son olarak EURO 2016'da çeyrek finale kalarak büyük bir başarıya imza attı.

Fransa'daki şampiyonaya katılan Avrupa'nın en az nüfuslu (330 bin) ülkesi olmasına rağmen yeşil sahalardaki çıkışını sürdüren İzlanda, son 16 yıldır altyapısına verdiği önemin karşılığını alıyor.

Sahalar inşa edildi

Dört yıl önce FIFA'nın dünya sıralamasında 130'uncu sıralardayken uluslararası turnuvalarda üst üste kazandığı başarılarla 34'üncülüğe kadar yükselen İzlanda'da 21 bin 500 kayıtlı futbolcu bulunuyor.

Son yıllarda futbola önemli yatırımlar yapan İzlanda'da kışın soğuk hava şartlarından etkilenmeyen 20 futbol sahası ve çocukların oynaması için 150 küçük saha, 2000'li yıllardan itibaren inşa edildi. Ayrıca, içinde antrenman sahaları, soyunma odaları, sağlık tesisleri ve binlerce seyirciyi alan tribünlerin bulunduğu "futbol evleri" adı verilen 11 yapı oluşturuldu.

Avrupa'nın antrenör fabrikası

Son dönemlerde antrenör yetiştirmeye verilen önem, İzlanda futbolundaki çıkışın diğer önemli gerekçesi olarak öne çıkıyor.

Eski İzlandalı futbolcu Sigurdur Ragnar Eyjolfsson yönetiminde teknik adam yetiştirmeye önem veren Kuzey Avrupa ülkesinde son yıllarda yüzlerce uzman, UEFA'dan teknik direktörlük belgesi aldı.

Söz konusu eğitmenler tarafından son 16 yılda yetiştirilen oyuncular ise bugün ülke basınınca "altın nesil" olarak değerlendirilen İzlanda Milli Takımı'nın iskeletini oluşturuyor.

Dişçi teknik direktör, yönetmen kaleci, antrenör spiker

İzlanda Milli Takımı'nı iki teknik direktör ortaklaşa çalıştırıyor. İsveçli 67 yaşındaki teknik direktör Lars Lagerback, uluslararası arenadaki deneyimiyle İzlanda'nın başarısında önemli pay sahibi olarak dikkati çekiyor.

İsveç A Milli Takımı'nın tekni·k kadrosunda 1998 ile 2009 yıllar arasında çeşitli görevlerde bulunan Lagerback, EURO 2004'te takımını çeyrek finale taşımıştı. Güney Afrika'da düzenlenen 2010 Dünya Kupası'nda Nijerya Milli Takımı'nı çalıştıran Lagerbeck, 2011'den bu yana görev aldığı İzlanda'yı EURO 2016'nın ardından bırakacağını açıklamıştı.

2011-2013 yılları arası Lagerback'in yardımcılığını yapmasının ardından İzlanda'nın teknik direktörlük görevini İsveçli teknik adamla ortaklaşa yürütmeye başlayan Heimir Hallgrimsson ise ülkede yarı zamanlı olarak dişçilik mesleğini de icra ediyor. Lagerback'in İzlanda'dan ayrılmasının ardından Hallgrimsson'un, tam zamanlı olarak teknik direktörlük mesleğini sürdürmesi bekleniyor.

Hallgrimsson, İzlanda basınına yaptığı açıklamada, milli takımın son yıllardaki çıkışının sürpriz sayılmaması gerektiğini belirterek, "Antrenörlerimizin yüzde 70'inin UEFA B, yüzde 23'ünün ise UEFA A lisansı var. Bu oyuncular onların ürünü ve küçük yaşlardan beri en iyi eğitimi aldılar." değerlendirmesinde bulundu.

İzlanda Milli Takımı'nı kalesini koruyan 32 yaşındaki Hannes Halldorsson ise ülkesinde sinema yönetmenliği yapıyor.

2012'de düzenlenen Eurovision adlı şarkı yarışmasında İzlanda'nın katıldığı şarkının klibini çeken Halldorsson, takımının grup aşamasında Portekiz ile 1-1 berabere kaldığı mücadelede yaptığı 8 kurtarışla bir üst tura çıkmasında da önemli rol üstlenmişti.

Son olarak Norveç'in Bodo/Glimt takımında forma giyen Halldorsson, futbolculuk kariyerinin ardından İzlanda yapım şirketi Saga Film ile yeni projelere imza atacak.

İzlanda'da teknik direktör yardımcılığı yapan Gudmundur Benediktsson ise aynı zamanda ülkesinin EURO 2016'daki maçlarının spikerliğini üstleniyor.

İzlanda ile Avusturya arasındaki maçta takımının attığı golün ardından gösterdiği sevinç şekli ve tutkulu futbol anlatımıyla turnuvanın dikkat çeken isimleri arasına giren Benediktsson, maç anlatımındaki başarısını antrenörlükte gösteremedi. Ülkesinin Reykjavik takımında son 6 maçta alınan 5 yenilgi alan Benediktsson'un görevine son verildi.

Taraftar takımını destekliyor

Maçlarını 15 bin kişilik Laugardalsvöllur Stadı'nda oynayan İzlanda, küçük nüfusuna rağmen büyük bir taraftar desteğiyle maçlara çıkıyor. Kuzey Avrupa ülkesini desteklemek amacıyla Fransa'da yaklaşık 30 bin İzlandalı bulunuyor.

Fransa'ya gidemeyen İzlandalılar ise takımlarının maçlarını televizyondan takip ediyor. İzlanda ile Macaristan arasında oynanan grup maçı, İzlanda'da yüzde 98,6'lık izlenme oranıyla rekor kırdı.

İzlandalı oyuncular Avrupa'nın gözdesi

İzlanda Milli Takımı'nın son yıllarda gösterdiği başarının ardından birçok milli oyuncusu da Avrupa'nın önemli liglerinde forma giymeye başladı.

İtalyan takımlarında Hördur Björgvin Magnusson (Juventus) ve Emil Hallfredsson (Udinese), İngiltere'de Gylfi Sigurosson (Swansea City), Aron Einar Gunnarsson (Cardiff City) ve Johann Berg Gudmundsson (Charlton), Fransa'da Kolbeinn Sigthorsson (Nantes), Almanya'da ise Jon Dadi Bödvarsson (Kaiserslautern) gibi İzlandalı milli oyuncular oynuyor.

İzlanda çıkış sinyalini 2014'te verdi

İzlanda, uluslararası arenada ilk çıkışını 2014 FIFA Dünya Kupası elemelerinde gösterdi. E Grubu'nu İsviçre'nin ardından 17 puanla ikinci sırada tamamlayarak play-off'lara adını yazdıran İzlanda, bu turda Hırvatistan'a elenmesine rağmen tarihindeki ilk Dünya Kupası biletini almaya çok yaklaştı. 

Kuzey Avrupa ülkesi, EURO 2016 Elemeleri'nde ise Türkiye'nin de yer aldığı A grubunu 20 puanla ikinci sırada tamamlayarak Fransa vizesini tarihinde ilk kez aldı. Finallerde ise Portekiz, Macaristan ve Avusturya'nın yer aldığı F grubunu 5 puanla ikinci sırada bitiren İzlanda, son 16 turunda İngiltere'yi 2-1 yenmesinin ardından çeyrek finalde Fransa ile oynamaya hak kazandı.

Futbol yorumcuları da İzlanda'nın son dönemdeki başarısını altyapıya verdiği öneme bağlıyor. Konu hakkında değerlendirmelerde bulunan Profesyonel Futbolcular Derneği Başkanı ve Galatasaraylı eski milli futbolcu Hakan Ünsal, İzlanda’nın küçük bir nüfusa sahip olmasına rağmen altyapı disiplininin başarıyı getirdiğini belirterek, "Nüfus olarak seçenekleri az. Disiplinli bir çalışmayla 16 yılda iyi bir jenerasyon yakalama şansları oldu." dedi.

"Türkiye altyapısını 3-4 yılda kurabilir" 

Türkiye'nin de doğru bir planlamayla çok daha kısa sürede daha büyük başarılara imza atabileceğini söyleyen Ünsal, "Türkiye gibi futbolcu kaynağı derin bir ülkede ise böyle uzun bir zamana ihtiyaç yok. Biraz sabır ve organizasyon kabiliyeti ile Türkiye 3-4 yılda çok değerli oyuncular kazanabilir. Bizdeki en önemli eksik, futbolcu değil, sabır maalesef." değerlendirmesinde bulundu. 

Kulüp yöneticilerinin yanlış tercihlerinin milli takım futboluna da yansıdığını kaydeden Ünsal, "Göreve gelen her yönetici en kısa yoldan başarıya ulaşmak istiyor. Pahalı transferler ile günü kurtarmaya çalışıyor. Bu da genç oyuncuların önünü doğal olarak kapatıyor. Türkiye'de altyapısı başarılı diyebileceğimiz çok az kulüp örneği var." ifadelerini kullandı. 

Hakan Ünsal, Avrupa'da altyapıya önem veren Porto, Feyenoord ve Ajax gibi kulüplerinin mütevazı bütçelerle önemli oyuncular yetiştirdiğine dikkati çekerek, "Altyapı sistemlerimizin geneli vasat. Türk futbolunda tek göze çarpan Altınordu akademisi ise dört büyükler bu durumu bir düşünsün." diye konuştu.

"Türk futbolunun kötü yönetiliyor"

Habertürk gazetesi yazarı Atilla Türker de Türk futbolunun kötü yönetildiği konusunda Hakan Ünsal'a destek vererek, "İzlanda kendi kaynaklarını doğru kullandığı için çeyrek finalde. Türkiye'de ise yayıncı kuruluştan gelen para, altyapı yerine kalitesiz yabancı oyunculara gidiyor." şeklinde görüş belirtti.


Türkiye'de altyapı sorununun giderilmesi için yeni yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini savunan Türker, şöyle konuştu: 

"Gençlerbirliği'nin 18 kişilik kadrosunda iki sezon önce 12 oyuncu alt yaş gruplarındaki takımlardan gelmişti. Gençlerbirliği'nin altyapıya ayırdığı para yaklaşık 1 milyon lira idi. Yayıncı kuruluştan en az 40 milyon lira alan bir kulüp, sadece 1 milyon lirasını altyapısına harcayınca elde edilen başarılı sonuç ortada. 4 büyük takımın yayın geliri ise yaklaşık 90 milyon lira civarında. Federasyon, bu gelirlerin en az yüzde 10 veya 20'sinin futbolcu yetiştirmeye harcanmasını kurallara bağlamalı. Hatta bunu denetlemeli. Parayı kötü kullandığımız müddetçe bırakın başarıyı, bu günleri bile ararız." 

Sıradaki Haber
Futbolun beşiğinde hayal kırıklığı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz