Futbol

"Yalçın'ın yerinde olsam, gitmezdim"

26 Nisan 2017 Çarşamba 12:14 - Son Güncelleme 26 Nisan 2017 Çarşamba 16:50

Futbol yorumcu Rıdvan Dilmen, Süper Lig'de Çaykur Rizespor ile Medipol Başakşehir arasında oynanan karşılaşma sonrasında basın mensuplarına yönelik saldırıda bulunan İstanbul ekibinin futbolcuları ve yönetimiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Dilmen, "Ben, Yalçın (Ayhan) olsaydım, bugünkü gövde gösterisine gitmezdim. Rize'ye giderdim. Anası ve babasının elini öperdim, çocuğun da yanaklarını öperdim, özrü kabul ediyorsalar. Dönerdim kendi arkadaşlarımla da oraya gitmezdim. Ufuk (Ceylan) ile Yalçın olsaydım ben; o kadar arkadaşımla o başkanla (Göksel Gümüşdağ), o teknik direktörle (Abdullah Avcı) oraya gizmezdim. O teknik direktör, o başkan, bu oyuncuların geleceğini götürdüler....Ben Yalçın olsam o 24 kişinin hiçbirine selam vermem. O takımın kaptanına bir daha selam vermem. O başkana bir daha selam vermem. O antrenöre de bir daha selam vermem" dedi.

Başakşehir takımı kaptanı Emre Belözoğlu'nu da eleştiren Dilmen, "Sen niye Yalçın'a ve Ufuk'a sahip çıkmıyorsun? Bu çoçuklar niye kadro dışı kaldı? Bu çocuklar senin için gidip orada kavga ettiler. Kavga etmeleri doğru değildi ama bu çocuklara sen sahip çıkacaktın" ifadelerini kullandı.

Dilmen, TRTSPOR'da yayınlanan "Futbol Zirvesi" programında Levent Özçelik'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Olaylardan dolayı Başakşehir'de sadece Yalçın Ayhan ile Ufuk Yalçın'ın kadro dışı bırakılmasına tepki gösteren usta yorumcu, Başakşehir Başkanı Göksel Gümüşdağ, Teknik Direktör Abdullah Avcı ve takımın kaptanı Emre Belözoğlu'nu eleştirdi.  

Dilmen, şöyle konuştu:

"Bugün itibariyle mağdur olan gazeteci arkadaşlarımız İstanbul'a gelmişler. ATV, ASpor ve Sabah gazetesinde birlikte bir barış yemeği yemişler. Yanlış birşey mi? Değil. Dostluk iyi birşeydir. Kin, nefret olmaması gereken bir duygudur. Beyaz bayrak bence en önemli bayraktır. Teslimiyet değil, barış bayrağıdır. Dost olmak iyidir. Sevmeyebilir ama ben dostum. Hoş ben o gazeteci olsam, (tabii ne yapsın, ekmek parası) Rize'ye beklerdim o arkadaşları özür dilemek için. Hatta bunların için de Yalçın (Ayhan) olsaydım, ben bugünkü gövde gösterisine gitmezdim. Rize'ye giderdim. Anası ve babasının elini öperdim, çocuğun da yanaklarını öperdim özürü kabul ediyorsalar. Dönerdim kendi arkadaşlarımla da oraya gitmezdim. Ufuk (Ceylan) ile Yalçın olsaydım ben; o kadar arkadaşımla o başkanla (Göksel Gümüşdağ), o teknik direktörle (Abdullah Avcı) oraya gizmezdim. O teknik direktör, o başkan, bu oyuncuların geleceğini götürdüler. Neden? Ben Göksel Başkanı severim. Özür dilemek erdemliktir. Ben de o eşekliği yapmıştım. Bir gün bir arkadaşımla birlikte bir gece gezmiştik. Gazeteci kardeşimizle kavga ettik, bir de fotoğraf makinesi kırdık, yazık. Sonra o kadar üzüldüm ki... Hakkını helal etti ama yıllar geçti yine de 'helal etsin' diyorum. Acı birşey tabii, üzülüyorsun. Çünkü bu arkadaş ekmeğinin derdinde, işini yapıyor. Tabi ki Yalçın, o arkadaşlardan özür dileyecek. Ama ben, Yalçın olsam o 24 kişinin hiçbirine selam vermem. O takımın kaptanına bir daha selam vermem. O başkana bir daha selam vermem. O antrenöre de bir daha selam vermem. Neden vermem biliyor musun? Sen benim hayatımı neden bitirdin?" 

"Yalçın'ı bundan sonra kim alır?" 

Yalçın Ayhan'ın geçmişteki davranışlarına dikkat çeken ve deneyimli futbolcudan övgüyle söz eden Dilmen, "20 sene harika bir geçmişi olan bir futbolcu. Harika geçmişine rağmen milli olmayan, ki olabilir bir kere mi oldu? Bilmiyorum. Bakın milli takımda oynayıp oynamasıyla ilgili söylemiyorum. Kimse ile problem yaşamayan, üç kez çapraz bağı ameliyatı olan daha düne kadar 'Niye Milli Takımda yok' diye milletin bas bas bağırdığı Yalçın ve bir ara Milli Takıma giden Ufuk Yalçın, tabii bunların hiçbiri bir gazeteciyi dövmeyi ve tartaklamayı asla haklı kılmaz. Ancak 90. dakika şak 1-0 hop üç puan kahraman Abdullah Avcı, kahraman Göksel Gümüşdağ. Ehvallah çok güzel, Boz Baykuşlar...Tamam güzel. Ama sahip çık, özür dile, özür dilet. Özür diliyor işte" şeklinde konuştu.

Dilmen, yapılanın yanlış olduğuna vurgu yaparak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yapılan yanlış. Cezasını verir zaten PFDK. İyi de Yalçın 36 yaşına geldi. Muhtemelen bir yıl daha kontratı vardır. Orada kazanacağı para vardır. Ancak bir, Yalçın'ı bundan sonra kim alır? İki, Yalçın'ı TRT ve NTVSpor yorumcu olarak alır mı? Futbol hayatının sonunda. Alır mı, almaz. 'İşte bu gazeteci dövmüştü' derler. Şike yapmamış, şikeyi ihbar etmiş. Tekrar ediyorum; Türkiye'de bir şike davasını 'Bochum davasını' ihbar eden o çocuğa şike teklif edildi, Türkiye'de. Gitsinler polis kayıtlarına baksınlar. Hayatımda da bir iki kere karşılaştım. Ama hiç konuşmadım. Bu çocuk polise gitti, şikeyi ihbar etti? Bu konuda kulüp başkanına gidecek kadar onurlu bir adam. Ufuk, milli takımda oynadı, yedek kaleci şimdi. Bir problemini görmedim."  

"Kadro dışı kararı da sadece Yalçın ile Ufuk'un kadro dışı bırakılması tavrı da yanlış"

Kadro dışı kararını doğru bulmadığını ifade eden Rıdvan Dilmen, "Kadro dışı kararına karşıyım. Olaylardan dolayı sadece Yalçın ve Ufuk'un kadro dışı bırakılması beni rahatsız etti. Ama üstüne bir kaymak koydular Volkan yırttı. Öyle gidip boğazına sarılacaksın, yumruk atacaksın sonra o yerdekine vurdu. Bunu yemezler. Ben sana ayakta da yerde de vururum. Emre'yi ayırıyorum şimdi. Hem kadro dışı kararı hem de sadece Yalçın ile Ufuk'un kadro dışı bırakılması kararı yanlış. Bu oyuncu aldığı maç cezasıyla minimum 200-300 bin kaybedecek. Kulüp olarak bir 200 bin de sen verirsin... Peki şimdi niye birlikte yemek yiyorsunuz? Birşey olmamış gibi gidip, fotoğraflar çektiriyor. Volkan'ı da kadro dışı bıraksalardı, inanın bu kadar konuşmazdım. Volkan kardeşime de cephe almak istemem. Volkan Babacan, takımının ve Milli Takımın önemli oyuncusu olmasaydı kadro dışı kalırdı, bu kadar basit. Başkası olsaydı o itmişti" dedi.

"Emre niye engel olmadın yönetime?"

Rıdvan Dilmen, Başakşehir takımı kaptanı Emre Belözoğlu'na da eleştirler yağdırdı: 

"Emre'ye ise şu görev düşüyordu? Emre öyle normal bir futbolcu değil. Türkiye'nin son 50 yılana baktığımız zaman kariyeri ile bir iki futbolcudan biri. Bir de liderlik vasfı var. Gelecekte Fenerbahçe'nin veya milli takımların sportif sorumlusu olabilecek potansiyelde bir futbolcu. Rize'de maçtan sonra Emre'ye küfür ediliyor. Emre de çok insanın davranacağı şekilde kavga ediyor. O arada gazeteci kardeşlerimiz resim çekmek isterken kaptanlarının o görüntüsü paylaşılmasın diye tekrar söylüyorum kendileri için değil kaptanlarını korumak için bu yanlışı yapıyorlar. Emre niye engel olmadın yönetime? 'Ya Başkan, ya Abdullah hocam yapmayın' demiyorsun. Senin zaten Göksel başkanla ilişkiniz çok farklı abi-kardeş gibisiniz. Niye 'Yapmayın, bu çocuklara günah. Yalçın'a sahip çıkalım. Böyle birşey olmaz. Biz kendi bünyemizde bunu halledelim. Özür de dileyelim' demiyorsun. Sen niye Yalçın'a ve Ufuk'a sahip çıkmıyorsun? Bunlar senin için karıştılar o olaya. Bu çoçuklar niye kadro dışı kaldı? Emre, bu çocuklar senin için gidip orada kavga ettiler. Kavga etmeleri doğru değildi ama Emre bu çocuklara sen sahip çıkacaksın. Başakşehir'in üç lideri vardır, Kulüp başkanı, hoca ve Emre. Üçünün de araları iyidir. Üçü oturup Yalçın'ı ve Ufuk'u yedirmeyeceklerdi. Yedireceklerse milli takım kalecisi Volkan'ı da yedireceklerdi. " 

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), Rize'de yaşanan olaylar nedeniyle Medipol Başakşehirli futbolculardan Yalçın Ayhan ve Ufuk Ceylan 5'er, Volkan Babacan da 1 maç men cezası vermişti. Emre Belözoğlu'na ise PFDK'dan para cezası çıkmıştı. Başakşehir ise Yalçın ve Ufuk'u olaydan dolayı kadro dışı bırakmıştı.

Sıradaki Haber
Üst kutu 6
Yükleniyor lütfen bekleyiniz